Üç (Kelebek) Şef

Ahmet Çakır

Ahmet Çakır

Hepimiz mum ateşi önündeki üç kelebek gibiyiz,
Âşıklar cihanında bir efsaneyiz her birimiz.
İlki ateşe yaklaşmış ve demiş: ben aşkı biliyorum, aşkı anlıyorum;
İkincisi ateşin yakınında yavaşça kanat çırpmış ve demiş: aşkın ateşinde yandım.
Üçüncüsü kendini ateşin ta ortasına atmış:
Evet, evet, budur işte gerçek aşkın anlamı!

Mevlana’nın şiirinden ilham alarak ve şiiri yorumlayarak günümüzdeki şef kavramı ve 3 çeşit/grup şef prototipi ile ilgili düşüncelerimi ‘’Üç (kelebek) Şef’’ başlığı altında bir yazı yazarak yayınlamaya karar verdim. Yazıma başlık olarak seçtiğim ‘’Üç (kelebek) Şef’’ aslında şiirde anlatılan üç kelebeğin hikâyesi ile birebir uyumlu. Şiirde ana kavramlar olan ‘’Kelebek’’ ‘’Ateş’’ ve ‘’Aşk’  kavramlarını, Kelebek/Şef, Mum Ateşi/ Piyasa, Sektör, Aşk/ mesleki bilgi, unvan, tecrübe ve uygulama olarak yorumlayacağım.

Öncelikle anlatmak ve yorumlamak istediğim konunun iyi anlaşılması için Şef kelimesinin manası ve günlük hayatta kullanımı ile ilgili bilgiler vereceğim. Tabi ki Şef derken kastettiğimiz Mutfak Şefi, Pasta Şefi, Ekmek Şefi, Çikolata Şefi gibi gıda sektöründe olan ve çalışan şeflerdir. Otel ve restoranlarda hiyerarşi yukardan aşağı; Executive Chef, Sous Chef, Chef De Partie, Demi Chef, Komi, Lokantalarda; Aşçıbaşı, Aşçı, Aşçı yamağı, Pastane, Fırın, Baklavacı gibi yerlerde ise; Ustabaşı, Usta, Kalfa, Çırak olarak düzenlenmiştir.

Aslında bu Şef unvanı piyasada daha çok otel ve restoranlarda kullanılan bir kavramken son yıllarda kavramın içi boşaltılarak daha da yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Yakın zamandan beri içi boşaltılarak kullanılan ‘’Şef’’ kavramının en genel anlamı ‘’yetkisi olan yöneten kimse ‘’ anlamına gelir. Yönetmek için de altınızda sayılı kişilerden oluşan bir kadro ve o kadro ile yöneteceğiniz bir iş ve görev olmalıdır. Yaygın kullanımda ‘’ustabaşı ve aşçıbaşı’’ yerine kullanılması da hemen hemen aynı manaya yanı yönetici anlamına geldiği için bun bir beis olmayabilir diye düşünüyorum. İçi boşaltılarak kullanımından kastım herhangi bir kadro ve yönetilen o kadro olmadan bireysel olarak yapılan çalışmalar ve bu çalışmaları yapan kişilerin kendilerini şef (yönetici) diye adlandırmasıdır. Emek sarf ederek yapılan küçük veya büyük her ne iş olursa olsun hiç şüphesiz saygıyı hak ediyordur fakat bu yapılan iş doğru kavram ve kelimelerle anlatılmalıdır.

Bu giriş ve açıklamadan sonra şiirde geçen ‘üç kelebek’ ve benimde ‘Üç (kelebek) Şef’ olarak yorumlayacağım şef kendini şef hisseden herkesi kapsıyor. Öyleyse başlayalım;

Hepimiz mum ateşi önündeki üç kelebek gibiyiz

Evet değerli şefim nasıl ki kelebekler mum ateşi etrafında dönüyorlarsa biz de şefler olarak hepimiz bu piyasa ateşinin önünde, etrafında, kenarında, içinde dönen gezinen üç (kelebek) şef gibiyiz.

Âşıklar cihanında bir efsaneyiz her birimiz

Şefler cihanında, WACS (Dünya Şefler Birliğinde), federasyonlarında, derneklerinde, web sitelerinde, Twetterında, Facebookunda, İnstagramında, TV programlarında, TV kanallarında, yarışmalarında, festivallerinde, fuarlarında, okullarında, dergilerinde, organizasyonlarında, sponsor gezilerinde, gazete-dergi köşelerinde, akademilerinde, otellerinde, restoranlarında, pastanelerinde, kişisel atölyelerinde, evlerinde kısaca bu piyasada birer efsaneyiz her birimiz.

İlki ateşe yaklaşmış ve demiş: ben aşkı biliyorum, aşkı anlıyorum

Birinci (kelebek) Şef: Bak şefim bu efsane şeflerimizden birinci gruptakiler piyasaya bir şekilde yanından kenarından yanaşmış. Eline biraz sos, un, yumurta, çikolata, krema, şeker bulaşmış. Yurtiçinde veya yurt dışında kimi üç beş saatlik workshopa katılmış kimi üç beş günlük eğitim-seminer-kurs programına gitmiş kimi üç beş aylık akademi eğitimine kaydolmuş kimi üç beş yıllık lise ve üniversite eğitimi almış kimi bir otelde kimi bir pastanede kimi bu gibi işyerlerinde üç beş sene çalışmış kimi bir yarışmada ödül almış kimi bir dernekte yer bulmuş kimi-gazete dergi köşesinde yazar olmuş kimi sanal âlemde youtuber olmuş. Kimisi İnstagramdan beş bin ve üstü takipçi-beğeni satın almış kimisi de tanınmış şeflerin yanında fotoğraf çektirmiş hava atmış. Kimisi de özel ilişkilerini, konumunu veya maddi durumunu kullanarak başkalarından satın aldıkları emekleri kendi emekleri gibi pazarlamış. Bu efsane şeflerimiz armalı-bayraklı cicili-biçili ceketler yaptırıp güzel yazılarla adını ve kelebek chef unvanını yazdırarak ben bu mesleği biliyorum ben bu meslekten anlıyorum demiş.

İkincisi ateşin yakınında yavaşça kanat çırpmış ve demiş: aşkın ateşinde yandım.

İkinci (kelebek) Şef; Dinle sayın şefim bu efsane şeflerimizden ikinci gruptakiler bu piyasa ateşinin yakınında kanat çırpmış, ter dökmüş. Mesleğe başından başlamış çıraklığını kalfalığını yapmış. Bulaşıktan başlamış şefliğe kadar ulaşmış. Kimi ünlü bir şef olmuş kimi kendi markasını oluşturup köşeyi dönmüş. Kimi dernekte üye kimi üniversitede görevli kimi üretim sorumlusu kimi ArGe görevlisi kimi danışman kimi Executive chef kimi pastane şefi kimi eğitmen şef olmuş. Kimi madalyalı şef kimi taçsız kral kimi milli takım kaptanı kimi dernek başkanı olmuş. Kimi saçını telini değirmende ağartmış kimi sağlıksız ve stresli koşullarda dökülen saçını kazıtmış. Kimi koluna mesleğini döğme yaptırmış kimi ustasının nasihatini kulağına küpe yaptırmış. Kimisi yabancı şirkete kimisi devlete kimisi de kurumsal şirkete kapağı atmış. Kimi ekibini iyi yönetmiş başarılı olmuş engin sulara yelken açmış kimi yalnızlığı seçmiş kimi ise kendi markasını yaratmış. Kimi jüri kimi medarator kimi yıldızlı şef kimi regalyasında gezegen kimi başkan kimi de tüm sıfatlardan yüce ve aşkın olarak ben bu piyasa-meslek ateşinde yandım demiş.

Üçüncüsü kendini ateşin ta ortasına atmış
Evet, evet, budur işte gerçek aşkın anlamı!

Üçüncü (kelebek) Şef; İşte böyle saygıdeğer şefim. Bu efsane şeflerimizden üçüncü gruptakiler kendilerini bu piyasa ateşinin ta ortasına atarak bir ustanın bir şefin yanında sabır ve özveriyle yetişerek mesleğinin gerektirdiği bilgi, beceri, tecrübe ve iş alışkanlıkları edinip vakti geldiğinde yöneticilik (şeflik)  görevini aldığı zaman, bilgisiyle, tecrübesiyle ve becerisiyle verilen görevleri ekibiyle birlikte başarılı bir şekilde tamamladığı zaman, ekibindeki arkadaşlarını eğiterek yetiştirerek destekleyerek onların da kendisi gibi hatta kendisinden daha iyi yerlere gelmesini sağlayıp seneler sonra onların başarısını görüp içten içe sevindiği zaman ve o yetiştirdiği yardımcıları yıllar sonra onu sevgi, saygı ve hayırla andıkları zaman evet, evet, budur işte gerçek meslek aşkının anlamı der.

 Ne diyordu sözlerin sultanı Mevlana?  

“Âşıklar cihanında bir efsaneyiz her birimiz’’ Selam olsun tüm efsane (kelebek) şeflere…

YAZARIN SON YAZILARI
Üç (Kelebek) Şef 15 Ocak 2019