İlk İcat Harman Makinesi

  • 16 Kasım 2014
  • İlk İcat Harman Makinesi için yorumlar kapalı
  • 2.851 kez görüntülendi.
İlk İcat Harman Makinesi
REKLAM ALANI

1891 yılında Osmanlı hizmetinde Avrupalı bir mühendis tarafından bir harman makinası icat edilir. Devrin ticarî ve ziraî durumunun farkında olan ve yeni icadının büyük faydalar sağlayacağını düşünen mühendis, icadın detaylı bir planını çizer ve gerekli açıklamaları ilave ederek padişaha sunar. İcat, ilginç olmasının yanında, takdim yazısındaki ziraî ve ticarî detaylarıyla dikkat çekiyor…HARMAN ICAT NU

İnsanlar yüzyıllardır hayat şartlarını kolaylaştırmak ve sahip olduğu değerlerden daha fazla verim almak içinde bulundukları zaman ve mekânın getirdiği şartları da dikkate alarak birçok icatlarda bulunmuşlardır. Dünya tarihinde birçok mucit icatlarıyla adını tarihe yazdırmayı başarmıştır.

İcatların çoğaldığı 19. asırda, mucitler, yeni buluşlarını patentlerle koruma altına almaya başladırlar. Aynı tarihlerde Osmanlı coğrafyasında da birçok icatlar yapılıyor ve devrin padişahına arz ediliyordu.

REKLAM ALANI

İşte, Osmanlı’da bu icatlardan birini de Mühendis Kasbah yapmıştır. Kasbah, yaptığı icadı 13 Kasım 1891’de resimlerle süsleyerek devrin padişahı Sultan İkinci Abdülhamid Han’a arz etmiştir. Bu mucit mühendisin raporunda ziraaî ve ticarî anlamda ilginç detaylar dikkat çekiyor. ‘Atebe-i ulyâya takdim kılınmak üzere rapordur’ yazısıyla başlayan Kasbah Efendi’nin raporu şu şekildedir:

“Avrupa devletleri ziraat makinelerinden ve madenlerden zengin oldular. Anadolu’nun hava ve iklimi çok farklı olduğundan Avrupa’da icat olunan ziraat makineleri bu memleketlere yaramaz. Otuz sene evvel Prusya’dan bir büyük makine fabrikasından kontrat ile getirtilerek maden-i hümayundan ‘Pelitli’ mühendisliğine atandım. Otuz seneden beri Anadolu’daki ziraat usulleriyle uğraşıp ve madenleri başka mühendislerden daha fazla inceledim. Bu esnada yaptığım tecrübeler için haylice para harcayarak Osmanlı ve Anadolu kaidelerine uygun ziraat makineleri icat ettim.

“Bu ziraat makineleri eğer Zeytinburnu, Tersane yahut Tophane’de yapılırsa pek az masrafla meydana geleceğinden Avrupa’dan getirtilmesine ihtiyaç kalmaz. İngiltere’ye gönderilen birçok liralar ve komisyoncuların alacakları yüzde yirmi, memalik-i şahanede kalır.

“Osmanlı gümüş ve bakır madenlerinden senelik onar bin okka gümüş, Hazine-i Celile için hâsılat olurdu. Elli sene önce bazı Avrupalı mühendisler eski usulü bozarak fikirlerine göre yaptıkları işlerle madenleri mahvolmak derecesine getirdiler.

“Ergani madeni, en büyük bakır ocağıdır. Keban madeni ise Anadolu’da en zengin gümüş madenidir. Çemişgezek’teki kömür madeninin ne kadar kıymetli olduğu herkesin malumu iken bendenizden önce orada mühendislik eden Mösyö Velis’in kendi menfaatleri için çalışmak üzere daha sonra bir kumpanya teşkil etmek düşüncesiyle verdiği gerçek dışı rapor üzerine buradaki faaliyet durdurulmuştu.

“1864 (1280) senesinde Mehmed Talib Efendi kumpanya teşkil ederek Selanik’te gümüş madeni ve Altındere’de altın kum işlemek için bendenizi mühendis gönderdiklerinde otuz beş karyede arayıcılardan beher dirhemi otuz sekiz kuruşa büyük miktarda altın kum topladım. Kumun çıktığı altın damarlarını dağda arayarak buldum. Orada civa ile altın kum makinesi yaptım ve makineden ümidimizden fazla hâsılat çıkmaya başlamış ise de ferman-ı âlisi alınamadığından Kelkic Kaymakamı Receb Bey gelerek faaliyeti durdurdu ve yasakladı.

“Mithat ve Mahmut Nedim paşalarla Petros Efendi ve kuyumculara Selanik’teki madenler için üç defa rapor takdim ettim. Bir defa Mühendis Mösyö Velis başında şapka ile, Türkçe bilmediği halde gönderilmiş ise de köylüler onun dilinden bir şey anlamadıklarından ve kendisi de meramını ifade edemediğinden boş yere yol masrafı harcamaktan başka bir faydası görülmedi ve hakikat dışı bir rapor verdi.

“Kulunuz ziraat makineleri ihdas ve maden inşaatı için müfettiş tayin edilerek Hazine-i Hassa yahut Çiftlikât-ı Hümayun hizmetinde istihdam buyurulur isem az müddet zarfında acizane vuku bulacak başarılı hizmetlerimin faydaları görülecektir. Haddim olmayarak istediğim memuriyetin verilmesini istirham ederim. Ol babda emr ü ferman hazret-i men lehü’l-emrindir.” Kaynak: Adana, Fi 1 Teşrin-i Sani 1307 [13 Kasım 1891], Mühendis Kasbah

 

İcatlarını resimlerle gösteren Mühendis Kasbah, Anadolu’da her yerde yaz günleri kuvvetli rüzgâr olduğundan, yeni icat ettiği Osmanlı yelken makinesinin tarla ve bahçe sulamak, harman dövmek ve saire için büyük faydası görüleceğini ifade etmektedir. Kasbah, Avrupa tarım makinelerinin Anadolu’nun hava ve iklim şartlarına uymadığı için bu makineyi icat ettiğini söylemektedir.

Mühendis Kasbah ayrıca, 1864’te Selanik vilayetinde Altındere ve civarındaki otuz beş köyde altın kum yıkamak için yaptığı tulumbalı altın kum makinesinin ve altın kum yıkamak için lüzumlu aletlerin de çizimini yapmış ve Sultan İkinci Abdülhamid Han’a arz etmiştir

REKLAM ALANI